[1] the action of the rear end of the vehicle to rise during braking

listen to the pronunciation of [1] the action of the rear end of the vehicle to rise during braking
الإنجليزية - التركية

تعريف [1] the action of the rear end of the vehicle to rise during braking في الإنجليزية التركية القاموس.

lift
{i} kaldırma

Bir parmağını bile kaldırmazdı. - He wouldn't even lift a finger.

Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı. - This desk was too heavy for Patty to lift.

lift
(Spor) taşıma
lift
(Coğrafya) üst katman
lift
kaldırma mesafesi
lift
{f} kaldır

Bir parmağını bile kaldırmazdı. - He wouldn't even lift a finger.

Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti. - He hurt his arm lifting so much weight.

lift
araklamak
lift
yükseltme
lift
bitmek
lift
kaldırma kuvveti
lift
ortadan kaldırmak
lift
arabasına alma
lift
{f} (kulakları) dikmek
lift
(fiil) kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, topraktan çıkarmak, çalmak, yürütmek, germek, kalkmak, havalanmak
lift
{f} (sis/duman) dağılmak
lift
kaldrış
lift
{i} yardım

Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti. - Yoshio helped me lift the box up.

Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler. - They gave me a hand to lift the fridge.

lift
(Askeri) KALDIRIŞ: Havanın kaldırıcı hassasından veya aerodinamik basınçtan ileri gelen yükseltici kuvvet; bir uçakta, kanatlar üzerindeki basıncın azalması dolayısıyla meydana gelen yükselme temayülü
lift
(isim) kaldırma, teleferik, yükseltme, asansör, yardım, arabasına alma
lift
{f} kalkmak
الإنجليزية - الإنجليزية
lift
[1] the action of the rear end of the vehicle to rise during braking

    الواصلة

    [1] the ac·tion of the rear end of the ve·hi·cle to rise dur·ing brak·ing

    النطق

المفضلات